Kitap: Küçük Prens
Yazar: Antoine De Saint-Exupery
Çeviri: Sumru Ağıryürüyen
Sayfa: 95 Baskı: 22
Yayınevi: Mavibulut Yayıncılık
Büyükler rakamlara bayılırlar. Diyelim, yeni arkadaşınızdan söz ettiniz; asla işin özünü merak etmezler. Örneğin; ''Ses tonu nasıl? Hangi oyunları seviyor? Kelebek koleksiyonu var mı?'' diye sormazlar asla. Onun yerine, ''Kaç yaşında? Kaç kardeşi var? Kaç kilo? Babası kaç para kazanıyor?'' derler. (Syf 19)
İnsanın dostunu unutması çok acı bir şey. Herkesin dostu olmaz. Eğer dostumu unutursam, rakamlardan başka bir şeyle ilgilenmeyen büyüklere benzerim. (Syf 20)
Herkesten verebileceği kadarını istemek gerek. Otorite her şeyden önce mantık ister. (Syf 40)
Kişinin kendi kendini yargılaması, başkalarını yargılamasından çok daha güçtür. Kendi kendini yargılamayı beceriyorsan, hakikaten bilge bir kişisin demektir. (Syf 41)
Kendini beğenmiş kişiler, herkesin kendilerine hayran olduğunu sanırlar. (Syf 42)
Kendini beğenmiş kişiler, övgüden başka bir şeye kulak vermezler. (Syf 43)
''Ne yapıyorsun burada?'' diye sordu ona.
''İçiyorum,'' diye yanıt verdi ayyaş hüzünlü bir sesle.
''Niye içiyorsun peki?'' diye sordu Küçük Prens.
''Unutmak için,'' diye yanıtladı ayyaş.
''Neyi unutmak için?'' diye üsteledi Küçük Prens. Ona şimdiden acımaya başlamıştı.
''Utandığımı unutmak için,'' diye itiraf etti ayyaş başını öne eğerek.
''Neden utanıyorsun peki?'' diye sordu ona yardım etmek isteyen Küçük Prens.
''İçmekten!'' dedi ayyaş ve sessizliğe döndü. (Syf 44)
Bir kişi hem işine sadık hem de tembel olabilir elbette. (Syf 52)
Mizah yapayım derken, bazen azıcık da yalan söylüyor insan. (Syf 59)
''İnsanların arasında da yalnızdır insan,'' dedi yılan. (Syf 60)
Evcilleştirmek ne demek?
''Çoktan unutulmuş bir şey,'' dedi tilki. ''Bir anlamda, 'bağ oluşturmak' diyebiliriz buna...''
''Bağ oluşturmak mı?''
''Kesinlikle,''dedi tilki. ''Sen benim için, diğer yüz bin küçük oğlan çocuğuna benzeyen bir oğlan çocuğundan başka bir şey değilsin şimdilik. Sana ihtiyacım yok. Senin de bana ihtiyacın yok. Ben de senin için, diğer yüz bin tilki gibi bir tilkiyim yalnızca. Ama, beni evcilleştirirsen, birbirimize ihtiyaç duyarız. Sen benim için dünyada bir tanecik olursun. Ben de senin için dünyada bir tanecik olurum...'' (Syf 67-68)
''Aynı saatte gelmen daha iyi olurdu,'' dedi tilki. ''Diyelim, öğleden sonra dörtte geliyorsun, saat üçten itibaren içim mutluluktan kıpır kıpır olmaya başlar. Vakit yaklaştıkça, kendimi giderek daha da mutlu hissederim. Saat dört olur olmaz da, bir telaş kaplar içimi: Mutluluğun bedelini anlamaya başlarım! Ama, sen herhangi bir saatte gelirsen, yüreğimi ne zaman buna hazırlayacağımı bilemem. Adet denen şey iyi bir şey...'' (Syf 69-70)
''İşte sırrım, çok basit: En iyi, yüreğiyle görebilir insan. Gözler asıl görülmesi gerekeni göremez.'' (Syf 74)
''Gülümü benim için bu kadar önemli kılan, ona harcadığım zaman...'' dedi yine Küçük Prens unutmamak için. (Syf 74)
Ama gözler gerçeği göremez ki. Yüreğiyle aramalı insan. (Syf 80)
Birinin sizi evcilleştirmesini kabul etmişseniz, biraz olsun gözyaşı dökmeyi de göze alacaktınız... (Syf 83)
Geceleri yıldızlara bakacaksın. Benim yıldızım, bulup da sana gösteremeyeceğim kadar küçük. İyi ki de öyle.. Yıldızım senin için şu yıldızlardan biri olacak. O zaman da bütün yıldızlara bakmak mutlu edecek seni... (Syf 86)
(Üzüntüler günün birinde mutlaka geçer) (Syf 87)
Bir yerlerde hiç görmemiş olduğunuz bir koyun, bir gülü yemişse ya da yememişse, hiçbir şey eskisi gibi olamaz... (Syf 93)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder